13 Mart 2011 Pazar

NÜKLEER SAPLANTI



Tozu dumana katan bir güç.Işık,sıcaklık,hiçlik...
Her erkek, kadın, çocuk, hayvan...Her an kaza, yanlış hesaplama, hesapta olmayan doğal şartlar(deprem) ve çılgınlık sonucu kopabilecek bir kıyamet. Hayatımız ''pamuk ipliğine'' bağlı bir nükleer kılıcın gölgesinde varolmuş durumda.
Peki neden?
Kim  insanlığa ''mantıklı ''bir açıklama yapabilir ki?
Yada

Nasıl bir tehtit oluşmuş ki ''yaşam koşullarını toptan yokedecek'' bir silah üretilmeye karar verilmiştir?
Dünyada pekçok ülke nükleer başlıklı füze üretmektedir. Hepsinin geçerli ! bir açıklaması var tabiki. Onların varsa bizim neden olmasın. İşte açıklama  kesinlikle budur. İnsanın gözünde şöyle bir sahne canlanıyor.İki çocuğun oyuncak için kavga edip ondan bende istiyorum demeleri kadar komik.

O halde sorumuzu değiştirelim . Bu silaha sahip olan ilk ülkeye ''siz neye karşı geliştirdiniz''bu silahı?
Evet cevap çok açık.EGO. Öyle değil mi?

Tüm dünyaya hakim olmak hayali. Eğer bahsettiğiniz dünyada canlılar değilde kumandası elinizde olan robotlar olsaydı evet o dünyanızın efendisi siz olabilirdiniz. Ne korkunç bir saplantı.
Bu silahların yanlış insanların eline geçtiğini düşünmek dahi keyfimi kaçırmaya yetiyor. Kendilerince ''doğru''olduğunu düşünüp onu kullanmaktan çekinmeyen hasta insanlardan bahsediyorum.Ve inanın kullanırlar.
Her zaman ''her şey kontrülümüzde'' demek en büyük yanılgımız olucaktır. Japonya'nın şu anda yaşadığı panik bu endişeme uyucak en uygun örnektir sanırım. Depremin büyüklüğü ve nükleer tehlikeyi tetiklemesi.

Tüm bu planlardan,bu acımasız planlardan,habersiz,bizler tatlı planlarımızı yaparız. Kimimiz doğum günü partisi için heyecanla koşuştururuz,kimimiz''bu kaoslardan habersiz'' doğuracağımız bebeğimiz için küçük patikler,oyuncaklar alırız,kimimiz en büyük hayalimiz olan üniversite sınavı için gün sayarız...

Ve biryerlerde ,geriye doğru sayan bir bip sesinin olması ne korkunç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder